BAĞLAMA
Anadolu´nun sesi Bağlama
Anadolu´nun binlerce yillik sesi Baglama
Anadolu halk müzigini tek bir enstrümanla anlatacak olsak aklimiza ilk olarak
baglama gelirdi herhalde. Anadolu´da baglama girmemis yöre ve ev yoktur.
Baglamanin atasi, Dede korkut hikayelerinde adi cok sik gecen kopuzdur. Yaklasik
2000 yillik bir gecmisi olan ve birden cok telli saz türünü kapsayan kopuz, Orta
Asya´daki Türk boylari tarafindan kullanilmis, ilk zamanlar o bölgenin "gezginci
ozanlari" araciligiyla Anadolu´ya gelmistir. Bölgede yasayan samanist Türkler,
kopuzu kutsal kabul etmis, calmasini bilmeyeni kendilerinden saymamistir. Hatta
savaslarda belinde kopuz olan savasciya düsmanin el sürmedigi söylenirmis.
kopuz, baglamadan farkli olarak teknesi deriyle kapli, perdesiz, iki veya üc
telli, telleri at kili, koyun, kurt bagirsagindan yapilmis kirislerden olusan
bir enstrümandir. Calinis sekli, bugün baglamada da kullanilan, tezene yerine
parmaklarla vurarak calma sekli olan "selpe", "pence" gibidir. 10, yüzyildan
sonra Türk boylarinin Anadolu´ya yerlesmesiyle, kopuzdan türeyen ve yakin
zamanda kadar kimi yörelerde rastlanan iki telli "Türkmen dütarlari" calinmaya
baslanir. Tarihci Hammer´e göre 15, yüzyilda, uzun sapli bir kopuz türü olan
"kolca kopuz"a ilk madeni tel Anadolu´da takilir. Böylece kopuzdan baglamaya
gecis enstrümani olan "cögür"ün ilk adimi atilmistir. Evliya Celebi´ye göre,
cögür ilk kez kütahya´da kapilir. Kopuzun deri olan gögsü madensel telin
basincini karsilayabilmek icin ahsaba dönüstürülmüs, sapi uzatilmis ve perde
takilmistir. Bes kil telli cögür, madensel telli (ücerden dört gruplu oniki
telli) büyük gövdeli, uzun sapli bir calgiya dönüsmüstür. Günümüzde cögür, orta
boy baglamada kücük bir sazdir. Tüm bunlar olurken, bes telli kopuzun da mevlana
celaleddin-i Rumi tarafindan "altin telli sestar" (Seshane) haline getirildigi
sanilmaktadir, "Sestar" sözcügü. Yunus Emre´nin Pir Sultan Abdal´in siirlerinde
de gecer. Evliya Celebi´ye göre kopuz, seshanenin yavrusudur. Baglama adina, ilk
olarak 18, yüzyil metinlerinde rastlaniyor. Bu dönemde Anadolu´ya gelen Jean
Benjamin de Laborde, seyahatnamesinde, "Baglama yahut tamburanin bicimi tipki
cögürünkü gibi, ama ondan daha kücüktür ... " der. Burada adi gecen enstrüman,
baglama ailesinin en kücük elamani olan cura da olabilir.
Anadolu´da yaygin olan kullanilan üc tür baglama: Uzun sapli baglama, kisa sapli
baglama ve cura.
Baglama teknesi dut agacindan oyulabildigi gibi dilim dilim yapistirilmis
ardictan da yapilmaktadir. Gögüs kapaginda ladin, sap kisminda ise kelebek agaci
kullanilmaktadir.
kopuzun Anadolu´da gecirdigi evrimlerden ve sapina perde baglanmasindan sonra
ortaya cikan baglama. Türkmenler tarafindantipki kopuz gibi kutsal bir enstrüman
sayiliyor. Nitekim, Alevi ve B ektasiler´in dinsel törenleri olan "Cem" ,
baglamanin öpülüp basa koyulmasiyla baslar ve tüm tören boyunca deyisler
baglamayla calinir. Alevi Bektasi dedeleri de bir nevi "gezginci ozan"
sayilabilirler. Bu dedeler, kücük olusu ve rahat tasinabilirligi nedeniyle
yanlarinda daha ziyade cura taside, "sokaklarda herkesin rastgele tingirdattigi,
üc madenli telli, kücük degersiz bir sazdir" sözleriyle gecer. Jean Thevenot
ise, curayi, Türkler´in bircok baglama cesidi icinde en yaygin kullanlandiklari
enstrüman olarak göstermistir
1960´larin sonuna dogru, baglamanin sesi müzik yapilan mekanlarda daha cok
duyurrmak ve rock müziginde de kullanabilmek icin elektro baglamalar yapilmaya
baglandi. Elektro baglamalar, baglamanin yapisal özellikleri korunarak, icine
yerlestirilen elektro gitar manyetikleriye üretildi.
Baglamanin atasi üc cögür calan kadin gravürü.
Anadolu´da bugün kullanilan baglama türlerinden biri "Divan"dir. Divan, baglama
ailesinin tekne büyüklügü ve sap uzunlugu bakimindan en büyük sazidir. Genelde
sade ve süslemesiz calinir. Pes sesleri karsilamasi icin kullanilir. Üc sira,
yedi tellidir. Diger bir baglama türü "Tambura" adiyla bilinir. Iki telli Kazak,
Kirgiz calgisi olan "Dombra" nin bugünkü halidir. Kisa sapli baglama ile ayni
büyüklükte tekneye sahiptir. Uzun sapli baglama gibi calinir. Tambura´da tipki
Divan gibi üc sira, yedi tellidir. Bir baska tür olan kisa sapli baglama,
Alevi-Bektasiler´in kutsal saydigi, uzun saplisiyla birlikte Anadolu´da en cok
bilinen baglama türüdür. Uzun sapli baglama, halk arasinda "Bozuk" adiyla da
bilinir. Yapisal olarak kisa sapliya benzese de, uzun sapli oldugunda perde
sayisi daha fazladir. Gerek uzun sapli, gerekse kisa sapli baglamalar, üc sira
yedi tellidir. Baglama ailesinin en kücük sazi "Cura"dir. Teknesi kücük, sapi
oldukca kisadir. Uzun ve kisa sapli baglamalar gibi kullanilir. Uc sira, alti
tellidir. Yukarida saydiklarimiz disinda bugün unutulmaya yüz tutmus pek cok
yöresel baglama türü vardir. Teke yöresinin ünlü saz ustasi Ramazan Güngör´ün
caldigi üc telli baglama ile Aski Nesimi Cimen´in caldigi iki telli cura
bunlardan en taninmislaridir. Günümüzde yayinlanan kimi albümlerde bu sazlar
"renk" olarak kullanilmaktadir. Baglamalar, Anadolu´nun her yöresinde farkli
yapisi, tezene vuruslari, akort sistemini etkiler. Baglama tezeneyle
calinabildigi gibi daha önce de belirttigimiz tezenesiz, yani parmaklarla
vurarak calma sekli olan "selpe" yöntemi ile de calinabilir. Yörelerin farkli
sekilde tavirlari vardir. Örnegin Ege´deki Tahtacilar´da baglamanin gögsüne sert
vurulurken, dogudaki Aleviler´de daha yumusak calinir. 1960´larin sonuna dogru,
baglamanin sesini müzik yapilan mekanlarda daha cok duyurmak ve rock müziginde
de kullanabilmek icin elektro baglamalar yapilmaya baslandi. Elektro baglamalar,
baglamanin yapisal özellikleri korunarak, icine yerlestirilen elektro gitar
manyetikleriyle üretildi. Günümüzde, baglamanin standart ölcüleri icin hala
calisilmaktadir. Teknesinin hangi agactan, kapaginin ne kadar incelikte, sapinin
ne kadar uzunlukta olacagi tartismalari süredursun, genel bir baglama yapisi
yavas yavas ortaya cikmis görünüyor: Eskiden kullanilan, ancak günümüzde pek
bulunamaya dut agacindan oyma tekneler yerine, dilim dilim yapistirilmis ardic;
gögüs kapagi icin ladin; sap icin kelebek agaci kullaniliyor. Baglama nin tekne
büyüklügü ve sap uzunlugu alicinin istedigi kara sesine göre belirleniyor...
Bir nevi "gezginci ozan" olan Alevi ve Bektasi dedeleri kücük olusu ve rahat
tasinabilirligi nedeniyle yanlarinda daha ziyade cura tasirlardi...
Bağlama
Ülkemizde kullanimi en yaygin olan telli bir Türk Halk Çalgisidir. Yörelere
ve ebatlarina göre bu çalgiya, Baglama, Divan sazi, Bozuk, Çögür, Kopuz Irizva,
Cura, Tambura vb. adlar verilmektedir. Baglama ailesinin en küçük ve en ince ses
veren çalgisi Curadir. Curadan biraz daha büyük ve curaya göre bir oktav
kalindan ses veren çalgi ise Tamburadir. Baglama ailesinin en kalin ses veren
çalgisi ise Divan Sazi'dir. Tamburaya göre bir oktav kalindan ses verir.
Baglama; Tekne, Gögüs ve Sap olmak üzere üç ana kisimdan olusmakatadir. Tekne
kismi genelde dut agacindan yapilmaktadir. Ancak dut agacinin disinda ardiç,
kestane, ceviz, gürgen gibi agaçlardan da yapilmaktadir. Gögüs kismi ladin
agacindan, sap kismi ise gürgen, ak gürgen veya ardiç agacindan yapilmaktadir.
Sap kisminin tekneden uzak kismi üzerinde tellerin baglandigi Burgu adi verilen
parçalar vardir. Baglamanin akordu bu burgular kullanilarak yapilmaktadir. Sap
kismi üzerinde misina ile baglanmis perdeler bulunmaktadir. Baglama Mizrap veya
Tezene adi verilen kiraz agaci kabugu veya plastikten yapilan araçla çalindigi
gibi bazi yörelerimizde parmakla da çalinmaktadir. Bu çalim teknigine Selpe adi
verilmektedir. Baglama üzerinde ikiserli veya üçerli guruplar halinde üç gurup
tel bulunmaktadir. Bu tel guruplari degisik biçimlerde akort edilebilmektedir.
Örnegin baglama düzeni adi verilen akort biçiminde alt gruptaki teller yazilis
itibariyle La,orta guruptaki teller Re,üst guruptaki teller ise Mi seslerini
vermektedir. Bu akort biçimi disinda Kara Düzen, Misket Düzeni Müstezat, Abdal
Düzeni, Rast Düzeni vb. akort biçimleri de vardir.
Türklerin en yaygın sazı olan bağlama, Anadolu'nun çeşitli yörelerinde, çok
değişik akortlarla yani düzenlerle çalınmaktadır. Zaten bağlama ailesinde
''düzen'' sözcüğü, tellerin akort edilmesi anlamında kullanılmaktadır. Çok
bilinen ve yaygın olan kara düzenin (bozuk düzen) yanı sıra son yıllarda
yaygınlaşan ''bağlama düzeni'' en çok bilinen ve kullanılan iki düzendir.
Bunların dışında, çeşitli yörelerde, çeşitli adlandırmalarla pek çok düzen
vardır. Bugüne kadar tespit edilen başlıca on dokuz düzen aşağıda
belirtilmiştir.
Tablodan görüleceği gibi, bağlamadaki üç grup (alt-orta-üst) telin değişik
seslere çekilmesi ile kullanılmaktadır. Çok bilinen ve yaygın olan kara düzenin
(bozuk düzen) yanı sıra son yıllarda yaygınlaşan ''bağlama düzeni'' en çok
bilinen ve kullanılan iki düzendir. Bunların dışında, çeşitli yörelerde, çeşitli
adlandırmalarla pek çok düzen vardır. Bugüne kadar tespit edilen başlıca on
dokuz düzen aşağıda belirtilmiştir. Tablodan görüleceği gibi, bağlamadaki üç
grup (alt-orta-üst) telin değişik seslere çekilmesi ile değişik düzenler ortaya
çıkmaktadır. On dokuz düzenin hepsinde alt teller ''La'' sesi kabul edilip,
diğer teller buna göre belirlenmektedir.
Baglama
Cura
Nefesli saz çeşitleri
NEFESLİ (ÜFLEMELİ) SAZLAR: Türk halk müziği'nde
kullanılan nefesli sazlar dört grupta toplanırlar.
1 Dilli nefesli sazlar
2 Dilsiz nefesli sazlar.
3 Kamışlı nefesli sazlar
4 Tulumlu nefesli sazlar
Bu sazlar içinde tulumlu üflemeli sazımız hariç tutulursa diğerlerinin
boru biçiminde olduğu görülür.
Dilli Kaval (Flageolet)
Dilli Kaval (Flageolet)
Mey (Small Oboe)
DİLLİ NEFESLİ SAZLAR: Hemen hepsi ağacın içi oyularak yapılır.
Boyları 20 cm. den 80' cm. ye kadar değişiklik gösterir. Bu sazların ağıza
gelen kısmından başlamak üzere, nefesi kontrol ederek ses çıkartmasını sağlayan
bir parça yerleştirilmiştir ki buna "Dil" denir. Dilin hemen bittiği yerde sazın
üstüne yada arkasına gelecek şekilde ses çıkartmaya yarayan oyuk açılmıştır. Bu
sazlarda çeşitli tonlarda ses elde etmeye yarayan ve 7 tanesi üstte ve 1 tanesi
de altta olmak üzere 8 delik vardır. Bu sazın alt tarafında parmak basılmayan
bir delik daha vardır ki buna "Şeytan Deliği" denir. Dilli nefesli sazlar sabit
perdelidirler.Bunlardan arızalı sesler elde edebilmek oldukça zor ve ustalık
isteyen bir beceridir.
Dilli nefesli sazlardan bazıları şunlardır:Çoban Kavalı, Dilli Düdük., kaval
düdüğü, Tütek, Dillice,Dilli Damak, Hoppü, Hosüttük,Şudurbu,Hobü vb
DİLSİZ NEFESLİ SAZLAR: Pirinçten yada ağaçtan imal edilirler.Bunlar da dilli
nefeslilerde olduğu gibi 20cm ile 80cm arasında değişen
boyutlardadır.Genellikle"Çoban Kavalı"olarak tannırlar.Bu ad,dilsiz
nefeslilerin delik sayıları dilli nefeslilerdeki gibidir. Birçok yörede kutsal
olduğu kabul edilir.Ses delikleri kromatik sesleri çıkarabilmektedirler. Kartal
kemiğinden yapılan "Çığırtma" da dilsiz nefesli sazlardandır.
Dilsiz Kaval (Flageolet)
Dilsiz Kaval
(Flageolet)
KAMIŞLI NEFESLİ SAZLAR: Bu sazların en yaygın olanı Zurna Ailesidir. Küçüklerine
"Cura Zurna" ve "Zil Zurna",orta büyüklükte olanlrına "Orta Kaba Zurna"ve en
büyüklerine ise "Kaba Zurna" adı verilir.
Zurnalar üç ayrı parçadan oluşur.Büyük parçası Lüle, kamıştan yapılan küçük
parçası sipsi veya Zıpçık adıyla bilinir. Kamışla büyük parça arasındaki parçaya
da Dil denir. Dil' in büyük bir kısmı lülenin içine girer. Lüle üstünde 7, arka
tarafta ise 1 delik vardır. Zurnada da kavalda olduğu gibi şeytan deliği vardır.
Kamış bölümüne daire şeklinde bir parça geçirilir. Buna ise ağızlık denir.
Zurnada 2 oktava yakın ses çıkartmak başarı sayılır.Ege yöresinde "sipsi"
adında, boyu 15-25 cm. arasında değişen ve su kımışın yapılan bir kamışlı
nefesli saz kullanılmaktadır. Bu sazın iki tanesinin bir araya gelmesi ile
"çifte kaval" adı verilen başka bir nefesli saz elde edilir. Kartal kanadındaki
kemikten yapıldığı gibi kamıştanda yapılabilir. Kamışlı nefesli sazlarımız
arasında ayrı bir yeri olan "mey" , lüle ve kamış olmak üzere 2 ana parçadan
oluşur. Cura Mey, Orta Mey ve Ana Mey olmak üzere 3 boyu vardır. Merylerde 7'si
önde ve 1'i arkada olmak üzere 8 delik verdir.Meyin kamış bölümleri 8 ve 13 cm.
boyunda olup, meye geçecek olan bölümü yuvarlak, ağıza gelecek bölümü ise
yassırdır. Azeri Türkleri içinde mey'e "Balaban" denir.
Zurna
TULUMLU NEFESLİ SAZLAR: Halk arasında "Tulum Zurna" veya sadece "Tulum" olarak
bilinen bu nefesli sazın yapılışı söyledir: Toklu derisinden tulum çıkartılarak
kol yerine 5 delikli bir çifte kamış takılır. Derinin ayaklarından birisine de
Lülük adı verilen bir tahta boru takılarak diğer kol ve ayağı hava kaçırmayacak
şekilde sarılır. Çalan kişi lülükten tuluma hava depo eder, ve bunu istediği
gibi kullanır. Tulumun ses çıkartan ve ezgi çalmaya yarayan kamışların her
ikiside de 5 perde vardır.Tulumu çalan kişi parmak değiştiren çokseslilik elde
eder.Tulum Anadolu'nun kuzeydoğu ucunda Rize, Artvin ve Kars İlleri'nde ve bu
illere sınır o lan bölgelerde çalınmaktadır.Ayrıca Trakya Yöresi'nde de "Gayda"
ya da "Tulum" adı ile görülür.
YAYLI SAZLAR: Yay ile çalınan Halk sazları'nın adları ve şekilleri ne olursa
olsun, düzeni ,tel sayısı ve çalınış biçimleri birbirinin aynıdır. Teller dörtlü
aralıklarla akord edilir.(Re La Mi) .Üç tellidirler.Bu teller eski devirlerde at
kılı , bağırsak , ipek ve kirişten yapılmaktaydı.Son zamanlarda çelikten
üretilmektedir.Yaylı sazlarımız, yuvarlak tas biçiminde veya dikdörtgen prizmayı
andıran bir gövdeye bir sap takılarak, bazılarında deriden, bazılarında tahtadan
yapılmış göğüsle kaplanarak, göğüs üzerine tellerin gerilmesine yarayan (alt,
orta,üst)eşik ile burgulardan meydana gelmişlerdir.Yaylı Halk Sazlarımız,diz
üstüne gövdenin dayandırılması şeklinde çalınabileceği gibi,sazın sapının el
ayasıyla desteklenmesi şeklinde de çalınabilir.Halk Müzüğimiz'de adı geçen yaylı
sazlarımız şunlardır:
Iklığ ,Ihlık ,Iğlık ,Kemençe, Kemane ,Kabak Kemane, Kıl Kopuz, Gışek,
Gıçek,Gıyak ,Gişek, Kırbız
Kabak Kemane (Gourd violin)
Karadeniz Kemençesi
Klasik Kemençe
VURMALI SAZLAR: Vurmalı Sazlarımız'ın başında zurnanın ayrılmaz arkadaşı
"Davul"gelir.Daima açık alanlarda çalınan davulun boyutları değişşik olmasına
rağmen, ,yapıları aynıdır . geniş bir kasnağın iki yanına derigerilmek suretiyle
yapılan bu saz, tokmak ve çubukla çalınır. Ayakta çalındığı için , iki
tarafından tutrulan kayışlarla çalının omuzuna asılır.
Vurmalı sazlarımız arasınsda davuldan sonra en önemliyeri
"tef"ler alır.tefler daire biçiminde bir kasnağa deri geçirilerek yapılır. bazı
bölgelerde değişik sayılardazil de takılır .
Vurmalı Sazlarımız' ın bir başkası olan "Dümbelek"(ki"Darbuka " adıyla da
bilinir),halen yaşamaktadır.
"Kaşık"ve "Zil" de, diğer sazlarla birlikte çalınması adet haline gelmiş
sazlarımızdır.Kaşık iki elin parmakları arasına , iki tanesinin sıtsırtta
vurabileceği şekilde yerleştirilerek çalınır. Zil ise , birisi baş parmağa,
diğeri orta parmağa, iç kısımları karşı karşıya gelecek şekilde takılarak
çalınır.
Yukarıda saydıklarımızın dışında halen kullanılmakta olan diğer vurmalı
sazlarımız şunlardır:Koltuk Davulu , Çifti Nara, Zilli Maşa ,Çalpara , Baraban,
Tabla.
Darbuka (Drum)
Bendir
Zilli Def
Koltuk alti davulu
Profesyonel Bendir
Türk Klasik Darbukası
Şelpe
Kendi içinde çok değişik şekilleri ve çeşitli
özellikleri bulunan şelpe tekniğinde, elin bütün tellere yukarıdan aşağı ve
aşağıdan yukarı vurulması gibi iki temel fonksiyon vardır. Vuruş şekli, ifade ve
tını olarak farklı anlayışta olan bu iki fonksiyon, kendi içinde de çeşitli
özellikler göstermektedir.
Yukarıdan aşağı yapılan vuruşlar genellikle iki türlüdür. Bunlardan biri;
başparmak hariç, diğer dört parmakla yukarıdan aşağı bütün tellere vurulmasıdır.
Bünyesinde bir çok özelliği barındıran bu vuruş da kendi içinde ikiye
ayrılmaktadır. Bunlardan biri, bütün tellere başparmak hariç diğer dört parmakla
bir bütün halinde vurulmasıdır.
Diğeri ise başparmak hariç serçe parmak, yüzük parmağı, orta parmak ve işaret
parmağının sırasıyla bütün tellere taramalı olarak hızla vurulmasıdır.
Bu vuruşlar ezginin ilk darpları olmaları nedeniyle önemlidir. Çok yumuşak
uygulanabildiği gibi genellikle belli bir şiddetten çok kuvvetliye kadar değişik
sertlik derecelerinde yapılmaktadır. Böylece ezginin yapısına ve karakterine
göre usulün çok değişik zamanlamalarına gelebilen bu vuruşların, kesik kesik ve
kuvvetli uygulanmasıyla da ezginin ruhunda dirilik ve coşku yaratılmış
olmaktadır. Genellikle usullerin başında,, ortasında veya hem başında hem de
ortasında yer alabilen bu tanforlar, kimi zaman usulün çok değişik yerlerine
gelebilmektedirler. Bu da monotonluktan uzaklaşmada ve havanın değişmesinde
etkili olmaktadır.
Genellikle yalın ve küçük ezgileri belli bir ritim kalıbı temeline oturtup, uzun
bir zaman dilimi içinde çalıp söyleyen Doğu Bölgesi Alevi-Bektaşilerinde tanfor
anlayışının en ince örneklerini görmek mümkündür. Öyle ki, zaman zaman
inançlarında önemli bir yeri olan Allah, Muhammet, Ali üçlemesini ifade eden üç
tanforu, peş peşe getirerek ezginin çeşitli yerlerinde ustalıkla
kullanabilmektedirler. Bunun yanında Anadolu genelinde tanforlarla şekillenmiş
çok çeşitli ezgi ve ritim kalıpları meydana gelmiştir. Bir eserin tümü zaman
zaman bu tarz şekillenmiş ezgi ve ritim kalıplarının birleşmesinden
oluşabilmektedir. Teke bölgesinde sıkça rastlanılan bu uygulamaya Avşar Beyleri
adlı ezgi iyi bir örnektir. Bu tarz uygulamalara Doğu bölgelerimizde de
rastlanılmaktadır. Örneğin Aşık Nesimi Çimen; kendi anlayışına göre oluşturduğu
tanforlardaki 7/8'lik usul kalıbını farklı usuldeki ezgilerin bitişinde dahi
kullanmaktadır. Bu uygulamayı çokça benimsemiş olan Çimen'in uzun hava tarzı
açışlarında özellikle tanforlarla süslediği hızlı ezgilerle karar sesine varması
dikkat çekicidir. Anadolu'nun genelinde sağ elin yukardan aşağı vuruluşunda
dikkat edilecek bir husus da tırnak ve el hışırtısının çıkan tınıya katılması ve
bunun bir zevke dönüşmüş olmasıdır. Özellikle Doğu Anadolu Alevi-Bektaşi'leri
için tırnak hışırtısı vazgeçilmez bir alışkanlık durumundadır.
Anadolu'da sağ elin yukardan aşağı vuruluşuna ait genelde görülen bir diğer
özellikte, tellerle birlikte aynı zamanda göğse de sert bir darp vurarak ses
çıkarılmasıdır. Bu uygulama Doğu yörelerimizde de görülmesine rağmen genellikle
Teke Bölgesi Yörükleri ile karakterize olmuştur. Özellikle zeybek havalarında
karşılaşılan değişik kullanımları vardır. Teke bölgesi Yörüklerinde "fiske,
fıska, tıska ve tokatlama" gibi adlar alan bu vuruşta önce sağ el başparmağı
işaret ve orta parmağın ortasına gelecek şekilde yumruk yapılır. Bunu takiben
önce orta parmak sonrada işaret parmağı olmak üzere, iki parmak peşpeşe ve hızla
göğse vurularak el aşağıda açık konuma getirilir.
Bu vuruşta işaret ve yüzük parmağı da göğse değiyor gibi görünse de asıl işlevi
orta ve işaret parmağı yapmaktadır. Zeybeklerde bu ifade adeta, zeybek oynayan
çok sayıdaki kişinin ayak seslerini tasvir etmektedir. Bu darplar genellikle
düzenli olarak tek yapıldığı gibi, istenildiğinde üst üste iki defada
uygulanabilmektedir ( Ömek Ağır Zeybek ve Fethiye Zeybeği). Bunun yanında piano
ve forte olmak üzere değişik şiddetlerde görülen bu vuruşların, bir ezgi içinde
çok aralıklı olarak uygulandığı da görülür. Göğse parmaklarla darp vurularak ses
çıkarılması ve bu sesin müziğin içinde kullanılması fikri, kopuzun tarihinde çok
eskilere dayanmaktadır. Asya Türklerinde de bu uygulamaya sıkça
rastlanılmaktadır. El ile çalmanın çok eski dönemlerinden beri süregelen bu
vuruş, mızrap kavramıyla birlikte devam ettirilmiştir. Günümüzde hala sürdürülen
bu ifade ile ezginin istenilen herhangi bir yerinde göğse bir ya da peşpeşe iki
darp vurularak renk katılmaktadır.
Göğse darp vurarak ses çıkarılmasında Anadolu'da karşılaştığımız ikinci şekil,
yalnızca orta parmağın göğse vurularak ses çıkarılmasıdır. Genellikle doğu
bölgelerimizde adeta ezgiye dem tutarcasına kullanılan bu ifadede de, daha çok
işaret parmağı ile ezgi çalınırken orta parmakla göğse vuruşlar yapılmaktadır.
Bu uygulama da mızraplı bağlamaya geçmiştir Mızraplı bağlamada da alışkanlığa
göre, orta veya yüzük parmağı göğse darplar vurmak suretiyle ezgiye eşlik
etmektedir.
Sağ el şelpe tekniği ifadelerinden bir diğeri de, yalnızca işaret parmağı ile
bütün tellere yukarıdan aşağı vurmadır. Bu vuruşta diğer üç parmak hafifçe
kapatılarak işaret parmağının hareket alanı genişletilir ve yukardan aşağı bütün
tellere vurulur. Burada da vuruluş şiddetine bağlı olarak tırnak hışırtısı,
kesik ifade ve tanfor özellikleri gerçekleştirilebilir. Ancak, bunların hiç biri
olmadan yumuşak bir vuruş da yapılabilir. El ile çalışın görüldüğü hemen her
yörede rastlanılan bu vuruş, saz boyunun büyükçe olması dolayısıyla doğu
bölgelerimizde daha rahat ve özgür bir yapıdadır. Teke bölgesinde ise, üçtelli
bağlamaların küçük boyda olmaları nedeniyle bu vuruş, daha küçük hareketlerle
yapılmaktadır.
Şelpe tekniğinin temel fonksiyonlarından bir diğeri de, aşağıdan yukarıya
yapılan vuruşlardır. Kendi içinde çok değişik şekilleri ve özellikleri bulunan
bu vuruşlar genellikle ezginin işlenmesi, tanforların belirlenmesi, tanforların
dışındaki yerlerin doldurulması vb. işlevleri yerine getirmektedir.
Aşağıdan yukarı yapılan vuruş şekillerinden biri. elin aşağıda açık pozisyonda
iken yukarı doğru vurulmasıdır. Bu vuruşta ağırlık, İşaret parmağındadır. Diğer
parmaklarda hafifçe tellere değseler bile, asıl vuruş işaret parmağının iç
kısmıyla yapılmaktadır.
Aşağıdan yukarı vuruş şekillerinden bir diğeri orta, yüzük ve serçe
parmaklarının hafifçe kapatılması ve işaret parmağı ile tellere aşağıdan yukarı
doğru vurulmasıdır. Bir önceki vuruşa göre çok daha rahat ve hızlı olabilmesi
bakımından, genellikle tercih edilen vuruş budur. Teke yöresinde bu vuruşa
''tekli''de denmektedir. Bu yörede bir ikinci tekli vuruş çeşidi de orta
parmakla yapılandır. İşaret parmağı ve orta parmakla yapılan tekli vuruşların,
bir bütün halinde düşünülüp peşpeşe uygulanmaları ile oluşan vuruşa Teke
yöresinde genellikle ''ikili'' ya da ''iki parmak'' denilmektedir. İkili vuruşta
işaret parmağı, biraz orta parmağın hizasına kaydırılarak parmaklar arasında bir
paralellik sağlanır. Yüzük ve serçe parmaklarının hafifçe kapatılması ile
rahatlayan bu iki parmakla tellere kısa aralıklarla hızla vurulur. Parmakların
tellere peşpeşe vurulması nedeniyle hızlı bir senkop oluşturan bu vuruşun, Doğu
bölgelerinde özel bir adı olmamakla birlikte özellikle "Aşıklama" denilen
tavırda kullanılmaktadır. Arguvan Emirler yöresinde çokça rastlanılan bu
kullanımın yanında, aşıklama ifadesinin bilinen en yaygın vuruş şekli, alttan
yukarı başparmak ve işaret parmağının hızla vurulması ile yapılandır.
Şelpe tekniği alttan yukarı vuruşlarından, Teke yöresinde olup da, doğu
bölgelerimizde görülmeyen önemli bir ifade, adına genellikle "tarama'' denilen
vuruş şeklidir. Alttan yukarı sırasıyla yüzük, orta ve işaret parmaklarının
peşpeşe, hızla vurulmalarıyla oluşan bu ifade, Teke yöresinin karakteristik ve
temel bir vuruşudur. İlgili parmakların bükülmek suretiyle uygulandığı bu vuruş,
Teke yöresinde adeta bir kalıp haline dönüşmüştür. Genellikle aşağıdan yukarıya
parmaklar hızla, peşpeşe vurulur. Ancak ezgiye göre parmak hareketlerinin yavaş
ve tek tek uygulandığı da görülmektedir.
Anadolu el ile bağlama çalma geleneği şelpe tekniği, üstten ve alttan
vuruşlarının birlikte uygulanışında iki olgu göze çarpmaktadır. Birincisi,
ezgiye göre üstten ve alttan yapılan vuruş çeşitlerinden birinin veya bir
kaçının düzensiz olarak uygulanmasıdır. Çeşitli vuruşların birleşiminden oluşan
bu kalıpların, zaman zaman bir ezginin hemen bütünü boyunca devam ettiği
görülebilir. Teke yöresinin Avşar Beyleri adlı uzun havası buna iyi bir
örnektir. Dikkat edilecek olursa, üstten tek vuruş ve iki kez tekrarlanan alttan
üç parmak tarama vuruşunun birleşiminden oluşan kalıp eserin bütününde
uygulanmaktadır. Bunun gibi, daha fazla sayıda üstten ve alttan vuruşların
birleşiminden oluşup ezgi bütününde tekrarlanan geniş vuruş kalıpları da vardır.
Ezgi boyunca genel bir icra temasının oturtulduğu bu anlayışa, değişik
şekilleriyle Teke ve doğu yörelerimizde rastlanılmaktadır. Bir üçüncü şekilde bu
iki olgunun birlikte uygulanmasıdır. Bir ezgi bütününde üstten ve alttan serbest
yapılan vuruşların yanında düzenli vuruş kalıplarının da kullanıldığı bu
uygulamaya Teke ve doğu yörelerimizde rastlanılmaktadır.
Şelpe tekniğinin yurt genelinde bağlamada asıl uygulanma :.eri göğüste, sap
birleşimine yakın bir noktadadır. Ancak, Teke yöresinde sap üzerinde çalınan
parmak vurma tekniği ile beraber sap üzerinde de uygulanabilmektedir. Şelpenin
hemen her hareketinin yapılabildiği bu bölgede çıkan şelpe tonu göğüstekinden
biraz farklıdır.
Tel Çekme Tekniği
Tel çekme, bağlamanın temel tekniklerindendir. Parmakla teli çekerek ses
çıkarmayı ifade eden bu teknik, kopuzun ilk dönemlerinden bu güne kadar
gelişerek süregelmiştir. Anadolu'da el ile bağlama çalma geleneğinin genelinde
rastlanılan bu icra şekli, Doğu yöreleri ve Teke Bölgesinde farklılıklar
içermektedir. Bu pozisyonda genellikle alt ve orta tel için işaret parmağı
alttan yukarı, üst tel için ise başparmak kullanılarak yukarıdan aşağı çekilmek
suretiyle ses çıkarılmaktadır. Doğu yörelerimizde genellikle uzun hava
icralarında, zaman zaman da ritmik ezgilerde kullanılan bu teknikte, ezginin her
sesine birebir vuruşlar gelebilmektedir. Kendisine özgü bir tını karakteri olan
bu tekniğin tipik özelliği, sağ el ile az sayıda vuruş yapıp sol el ile
olabildiğince çok sayıda ses çıkarılmasıdır. Kanımızca, özellikle hızlı
ezgilerde her notaya bir vuruş yapmanın zorluğu bu anlayışı doğurmuş olmalıdır.
Teke bölgesinde bu teknik, doğu yörelerimizden daha farklı bir şekilde
uygulanmaktadır. Genellikle boğaz havalarının icrasında kullanılan bu tekniğin
en tipik örneği, Ramazan Güngör'de görülmektedir. Sanatçı, küçük olan üçtelli
bağlamayı aşağıdaki resimdeki gibi, üst ve alt iki kenarından kavrayarak işaret
parmağını boşta bırakmakta ve yalnızca işaret parmağı ile teli birazda göğse
bastırarak yukarı doğru çektirmektedir. Teke bölgesi üçtelli bağlamaları da doğu
yörelerimizde olduğu gibi, az vuruş yapıp, çok sayıda ses çıkarma anlayışı ile
çalınmaktadır. Ancak, üçtelli bağlamada tel çekme tekniği esnasında çıkan tını
daha sivri ve daha keskin bir karakterdedir.
Parmak Vurma Tekniği
Parmak vurma tekniği; Anadolu el ile bağlama çalma geleneği içerisinde yer alan
ve dünyada yalnızca Anadolu'nun Teke bölgesi Yörük Türkmen kültürüne ait özgün
bir ses çıkarma tekniğidir. Bu teknik, şelpe ve tel çekme teknikleri gibi
bağlamanın köklerine uzanan derin bir tarihe sahip değildir. Bağırsak tel ile
mümkün olmayan, ancak madeni telin kolay tınlamasına bağlı olarak gelişen bu
tekniğin, iyimser bir bakışla madeni tellerin bağlamaya takılışına kadar uzanan
bir geçmişi vardır. Kanımızca, bu nedenle parmak vurma tekniği, Anadolu
genelinde yaygınlık kazanamamıştır. Zira, Anadolu insanının bağırsak telden
madeni tele ancak yakın zaman önce geçebilmiş olması ve Yörüklerin göçebe yaşam
tarzı nedeniyle diğer topluluklardan uzak olmaları, bu tekniğin Anadolu geneline
yayılmasını engellemiştir. Bu teknik yörede ''parmak vurma, parmak koyma" gibi
terimlerle adlandırılmaktadır. Ömer Akpınar Ahmet Yamacı'nın parmak vurmaya
''bana bana, bandıra bandıra çalma'' anlamında ''damak'' dediğini
nakletmektedir. Teke yöresindeki yaşlılar, eskilerin bu tarzda çalarken sazın
yönünü yukarı çevirdiklerini söylemektedirler. Bu anlayış kanımızca, Anadolu
genelinde görülen sazın yukarıya, Hak'ka doğru çalınması inancıyla ortak
olmalıdır.
Parmak vurma tekniği; bağlamada açık tellerin bir tam beşli tizindeki perdeye
genellikle işaret parmağı, bazen de orta parmakta vurulup çekilmesini ifade eden
bir ses çıkarma tekniğidir.
Saz yatay
Bağlamada boyutlar ve ses
tonları
1-Meydan Sazı
110 Frekanslı LA sesine akort edilir.
Tekne boyu 52,5 cm
Tekne eni ve derinliği 31,5 cm
Sap boyu 70 cm
Tel boyu 112 cm
2-Divan Sazı
146 Frekanslı RE sesine akort edilir.
Tekne boyu 49 cm
Tekne eni ve derinliği 29,4 cm
Sap boyu 65 cm
Tel boyu 1 04 cm
3-Bağlama
220 Frekanslı LA sesine akort edilir.
Tekne boyu 41,5 cm
Tekne eni ve derinliği 24,9 cm
Sap boyu 55 cm
Tel boyu 88 cm
4-Tanbura
293 Frekanslı RE sesine akort edilir.
Tekne boyu 38 cm
Tekne eni ve derinliği 22,8 cm
Sap boyu 50 cm
Tel boyu 80 cm
5-Bağlama curası
440 Frekanslı LA sesine akort edilir.
Tekne boyu 26,5 cm
Tekne eni ve derinliği 15 cm
Sap boyu 36 cm
Tel boyu 58 cm
6. Tanbura Curası
586 Frekanslı RE sesine akort edilir.
Tekne boyu 22,5 cm
Tekne eni ve derinliği 13,5 cm
Sap boyu 30 cm
Tel boyu 48 cm
Bağlamada düzenler
Düzenlerin Adı
Seslerinin Adı ve Yeri
Alt
Teller Orta
Teller Üst
Teller Karar Sesleri
ABDAL DÜZENİ LA LA SOL LA
ACEMAŞİRAN DÜZENİ LA LA FA FA
BAĞLAMA DÜZENİ LA RE Mİ Mİ
BOZUK(KARA) DÜZEN LA RE SOL LA
ÇARGAH DÜZENİ LA RE SOL Sİ
EVİÇ DÜZENİ LA Sİ SOL Sİ
HÜSEYNİ DÜZENİ LA LA Mİ LA
HÜZZAM DÜZENİ LA LA FA# FA#
KAYSERİ DÜZENİ LA Mİ LA LA
KÜTAHYA DÜZENİ LA RE RE RE
MİSKET DÜZENİ LA RE FA# FA#
MÜSTEZAT DÜZENİ LA RE FA FA
RAST DÜZENİ LA DO SOL DO
SABAHİ DÜZENİ LA DO LA LA
SEGAH DÜZENİ LA RE Sİ Sİ
ŞUR DÜZENİ LA Mİ Sİ LA
ÜMMİ DÜZENİ LA LA RE LA
YEKSANİ(IRIZVA) DÜZENİ LA RE LA LA
ZİRGÜLE DÜZENİ LA FA SOL SOL
Bağlamada gerilim ve basinc
hesapları
1.GERİLİM
Gerilim ansiklopedik olarak iki şekilde açıklanmıştır;
1- Çekme kuvvetiyle karşılaşmış bir öğenin durumu.
2- Bir cisme uygulanan çekme kuvvetlerinin miktarı ve özellikle bu kuvvetlerin
dik bileşeni.
Bağlamalarda gerilim; tellerin sap üzerine uygulamış olduğu çekme kuvvetidir.
Bağlamanın orta eşiğinden, üst eşiğine kadar olan mesafe göz önünde
bulundurularak gerilim hesaplanacaktır. Yani başka bir deyişle, telin iki eşik
arasında yükselen bölümü göz önünde bulundurulmalıdır.
Gerilimin hesaplanması için tel boyu, telin özgül ağırlığı, telin kalınlığı ve
telin frekansının bilinmesi gerekmektedir. Bütün bu değerler tespit edildikten
sonra, telin özgül ağırlığı, tel frekansının karesi, tel boyunun karesi ve tel
çapının karesi ''pi" sayısı ile çarpılmalıdır. Burada elde edilen sonuç ''dyn"
cinsinden çıkacaktır. Bir "dyn" 981 grama eşit olduğundan (1 Dyn = 981gr.),
çıkan sonuç 981'e bölünmelidir. Böylece bir tele uygulanan gerilim kuvveti
kilogram cinsinden bulunacaktır. Bu işlem tüm teller üzerinde tek tek yapılacak
ve çıkan sonuçlar toplanarak sazın toplam gerilimi elde edilecektir.
1 .1. Gerilim Formülü İle İlgili Simgeler
λ : Lamda = Dalga boyu cm
f : Frekans = Sesin saniyedeki titreşim sayısı 1/sn
σ : Sigma = Birim alana gelen kuvvet
A : Telin kesit alanı m2 (cm2)
p : Ro = T elin özgül ağırlığı kg/m3 (gr/cm3)
V : Hız (Sesin hızı bazı yerlerde ''C'' harfi ile gösterilir.)
L : Uzunluk m (cm)
Л : pi = 3,141
R : Çap m (cm)
1.2. Çalgılarda Kullanılan Tellerin Özgül Ağırlıkları
Kanun, Ud, Gitar ve Harp'ta kullanılan naylon (Mesina) tellerin özgül ağırlığı.
p= 0,995 gr/cm3 ~= 1 gr/cm3
Bağlamalar için üzeri bakır sargılı çelik tellerin (Bam teli) özgül ağırlığı.
p= 7,2 gr/cm3
Ud ve Gitar için üzeri bakır sargılı ipek veya naylon tellerin özgül ağırlığı.
p= 4,75 gr/cm3
Piyano, Tanbur ve bağlama için çelik ve demir tellerin özgül ağırlığı.
Çelik teller; p = 7 gr/cm3 Demir teller; p = 7, 78 gr/cm3
Yaylı sazlar için çelik üzerine çelik sargılı tellerin özgül ağırlığı.
P = 6,34 gr/cm3
Tanburlar için sarı tellerin özgül ağırlığı.
Pirinç teller; p = 8 gr/cm3 Bakır teller; p = 8,831 gr/cm3
Çinko teller ; p = 7,13 gr/cm3
1.3. Gerilim Formülünün Çıkarılışı
f= V/λ , λ=2L => f= V/2L V=√σ/p
σ= F/A = Teli geren kuvvet/telin kesiti
V= √F/A*p , f= √F/A*p/2L haline dönüşür.
A= Л*r2 = Л*(R/2 )2 = ЛR2/4
F= Л*p*f2*L2*R2/981 dyn olarak çıkar. Bunu gr. cinsine çevirmek için 981'e
böleriz.
F= 3,141*p*f2*L2*R2/981
F= 0,0032*p*f2*L2*R2 Gerilim hesapları bu formülle yapılacaktır.
2. BAĞLAMADA GERİLİMLER
2.1. Meydan Sazı
Denge ve Oranlar :
Form boyu :52,5 cm
Form eni ve derinliği : 31,5 cm
Sap boyu : 70 cm
Tel boyu : 112 cm
Tel Kalınlıkları ve Akordu :
Çelik tel - Bam teli Çelik tel - Bam teli
Alt tel : (0,035 cm - 0,060 cm) : LA 110f - 55f
Orta tel : (0,025 cm - 0,040 cm) : RE 73f - 37f
Üst tel : (0,035 cm - 0,060 cm) : SOL 98f - 49f
F= 0,0032*p*f2*L2*R2
F= 0,0032*7*12100*12544*0,001225
F= 4,165 kg Alt çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*5329*12544*0,000625
F= 9,358 kg Orta çelik tel (1 adet)
F= 0,0032*7*9604*12544*0,001225
F= 3,306 kg Üst çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7,2*3025*12544*0,0036
F= 3,147 kg Alt bam tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*1369*12544*0,0016
F= 6,330 kg Orta bam tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*2401*12544*0,0036
F= 2,498 kg Üst bam tel (1 adet)
F= 4,165*2+3,147+3,743+2,464+3,306*2+2,498
F= 8,330+3,147+9,358+6,330+6,612+2,498= 36,275 kg
2.2. Divan Sazı
Denge ve Oranlar :
Form boyu : 49 cm
Form eni ve derinliği : 29,4 cm
Sap boyu : 65 cm
Tel boyu : 104 cm
Tel Kalınlıkları ve Akordu :
Çelik tel - Bam teli Çelik tel - Bam teli
Alt tel : (0,030 cm -0,060 cm) : RE 146 f - 73 f
Orta tel : (0,050 cm) : SOL 98 f
Üst tel : (0,030 cm -0,060 cm) : DO 130 f - 65 f
F= 0,0032*p*f2*L2*R2
F= 0,0032*7*21316*10816*0,0009
F= 4,647 kg Alt çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*9604*10816*0,0025
F= 5,817 kg Orta çelik tel (2 adet)
F= 0,0032*7*16900*10816*0,0009
F= 3,685 kg Üst çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7,2*5329*10816*0,0036
F= 4,780 kg Alt bam tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*4225*10816*0,0036
F= 3,790 kg Üst bam tel (1 adet)
F= 4,647*2+4,780+5,817*2+3,685*2+3,790
F= 9,294+4,780+11,634+7,370+3,790= 36,868 kg
2.3. Bağlama
Denge ve Oranlar :
Form boyu : 41 ,5 cm
Form eni ve derinliği : 24,9 cm
Sap boyu : 55 cm
Tel boyu : 88 cm
Tel Kalınlıkları ve Akordu :
Çelik tel - Bam teli Çelik tel - Bam teli
Alt tel : (0,025cm-0,040cm) : LA 220f -110f
Orta tel : (0,035cm) : RE 146f
Üst tel : (0,025 cm -0,050 cm) : SOL 195f - 98 f
F= 0,0032*p*f2*L2*R2
F= 0,0032*7*48400*7744*0,000625
F= 5,247 kg Alt çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*21316*7744*0,001225
F= 4,529 kg Orta çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*38025*7744*0,000625
F= 4,122 kg Üst çelik tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*12100*7744*0,0016
F= 3,454 kg Alt bam tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*9604*7744*0,0025
F= 4,283 kg Üst bam tel (1 adet)
F= 5,247*2+3,454+4,529*2+4,122+4,283
F= 10,494+3,454+9,058+4,112+4,183 = 31,411 kg
2.4. Tanbura
Denge ve Oranlar :
Form boyu : 38 cm
Form eni ve derinliği : 22, 8 cm
Sap boyu : 50 cm
Tel boyu : 80 cm
Tel Kalınlıkları ve Akordu :
Çelik tel - Bam teli Çelik tel - Bam teli
Alt tel : (0,020 cm - 0,030 cm) : RE 293f - 146f
Orta tel : (0,030 cm ) : SOL 195f
Üst tel : (0,020 cm - 0,040 cm) : DO 260f - 130f
F= 0,0032*p*f2*L2*R2
F= 0,0032*7*85849*6400*0,0004
F= 4,922 kg Alt çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*38025*6400*0,0009
F= 4,906 kg Orta çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*67600*6400*0,0004
F= 3,876 kg Üst çelik tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*21316*6400*0,0009
F= 2,828 kg Alt bam tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*16900*6400*0,0016
F= 3,987 kg Üst bam tel (1 adet)
F= 4,922*2+2,828+4,906*2+3,876+3,987
F= 9,844+2,828+9,812+3,876+3,987 = 30,347 kg
2.5. Bağlama Curası
Denge ve Oranlar :
Form boyu : 26,5 cm
Form eni ve derinliği : 15 cm
Sap boyu : 36 cm
Tel boyu : 58 cm
Tel Kalınlıkları ve Akordu :
Çelik tel - Bam teli Çelik tel -Bam teli
Alt tel : (0,015 cm) : LA 440f
Orta tel : (0,025 cm) : RE 293f
Üst tel : (0,015 cm - 0,030 cm) : SOL 391f - 195f
F= 0,0032*p*f2*L2*R2
F= 0,0032*7*193600*3364*0,000225
F= 3,282 kg Alt çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*85849*3364*0,000625
F= 4,043 kg Orta çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*152881*3364*0,000225
F= 2,592 kg Üst çelik tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*38025*3364*0,0009
F= 2,652 kg Üst bam tel (1 adet)
F= 3,282*2+4,043*2+2,592+2,652
F= 6,564+8,086+2,592+2,652 = 19,894 kg
2.6. Tanbura Curası
Denge ve Oranlar :
Form boyu : 22,5 cm
Form eni ve derinliği : 13,5 cm
Sap boyu : 30 cm
T el boyu : 48 cm
Tel Kalınlıkları ve Akordu :
Çelik tel - Bam teli Çelik tel- Bam teli
Alt tel : (0,015 cm) : RE 586f
Orta tel : (0,025 cm ) : SOL 391f
Üst tel : (0,015 cm - 0,030 cm) : DO 521f - 260f
F= 0,0032*p*f2*L2*R2
F= 0,0032*7*343396*2304*0,000225
F= 3,987 kg Alt çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*152881*2304*0,000625
F= 4,931 kg Orta çelik teller (2 adet)
F= 0,0032*7*271441*2304*0,000225
F= 3,152 kg Üst çelik tel (1 adet)
F= 0,0032*7,2*67600*2304*0,0009
F= 3,229 kg Üst bam tel (1 adet)
F= 3,987*2+4,931*2+3,152+3,229
F= 7,974+9,862+3,152+3,229 = 24,217 kg
3. BASINÇ
Bir yüzeye dik ve düzgün olarak etkiyen kuvvet yeğinliğinin, bu yüzeyin alanına
oranı.
Bağlamalarda basınç; tellerin meydana getirdiği gerilimin, eşiğe binmek
suretiyle göğüse yapmış olduğu basınçtır. Teller eğer eşik üzerinden geçmese
idi, sadece gerilim olacak, basınç olmayacaktı. Basınç değimi genel olarak
yüzeysel anlamda bilinen bir birimdir.
Bağlamada ve diğer enstrümanlarda ise basınç yüzeysel değil bölgeseldir.
Gerilimden dolayı tellerin eşiğe ve dolayısıyla eşik bölgesine yapmış oldukları
bir basınçtır. Hatta kenara doğru gittikçe sıfıra dahi düşebilir, buna moment
kuvveti de denilebilir.
Bağlamanın basıncını hesaplamak için toplam gerilim eşik yüksekliği ile
çarpılmalıdır. Bu suretle o bölgeye yapılmış olan basınç bulunacaktır.
Bağlamalarda standart yapıma ne kadar dikkat edilirse edilsin eşik
yüksekliklerini de farklılıklar görülmüştür. Burada yapılacak olan basınç
hesapları, olması gereken eşik yüksekliklerine göre hesaplanacaktır.
P = Basınç Kg/cm2
F = Kuvvet (Gerilim kuvveti) Kg.
L = Uzunluk (Eşik yüksekliği) cm.
P= F*L Basınç hesaplan bu formülle yapılacaktır.
4. BAĞLAMADA BASINÇLAR
4.1. Meydan Sazı
Sazın gerilimi F = 36,275 kg.
Eşik yüksekliği L = 9 mm. (0,9 cm)
P = F*L
P = 36,275* 0,9 = 3,264 kg/cm2
4.2. Divan Sazı
Sazın gerilimi F = 36,868 kg.
Eşik yüksekliği L = 7 mm. (0,7 cm)
P = F*L
P = 36,868*0,7 = 2,580 kg/cm2
4.3. Bağlama
Sazın gerilimi F= 31,411 kg.
Eşik yüksekliği L= 6 mm. (0,6 cm)
P=F*L
P= 31,411*0,6= 1,884 kg/cm2
4.4. Tanbura
Sazın gerilimi F = 30,347 kg.
Eşik yüksekliği L = 5 mm. (0,5 cm)
P= F*L
P= 30,347*0,5= 1,517 kg/cm2
4.5. Bağlama Curası
Sazın gerilimi F= 19,894 kg.
Eşik yüksekliği L= 5 mm. (0,5 cm)
P= F*L
P= 19,894*0,5= 0,994 kg/cm2
4.6. Tanbura Curası
Sazın gerilimi F= 20,667 kg.
Eşik yüksekliği L= 4 mm. (0,4 cm)
P= F*L
P = 20,667*0,4= 0,826 kg/cm2
1-Meydan Sazı
110 Frekanslı LA sesine akort edilir.
Tekne boyu 52,5 cm
Tekne eni ve derinliği 31,5 cm
Sap boyu 70 cm
Tel boyu 112 cm
2-Divan Sazı
146 Frekanslı RE sesine akort edilir.
Tekne boyu 49 cm
Tekne eni ve derinliği 29,4 cm
Sap boyu 65 cm
Tel boyu 1 04 cm
3-Bağlama
220 Frekanslı LA sesine akort edilir.
Tekne boyu 41,5 cm
Tekne eni ve derinliği 24,9 cm
Sap boyu 55 cm
Tel boyu 88 cm
4-Tanbura
293 Frekanslı RE sesine akort edilir.
Tekne boyu 38 cm
Tekne eni ve derinliği 22,8 cm
Sap boyu 50 cm
Tel boyu 80 cm
5-Bağlama curası
440 Frekanslı LA sesine akort edilir.
Tekne boyu 26,5 cm
Tekne eni ve derinliği 15 cm
Sap boyu 36 cm
Tel boyu 58 cm
6. Tanbura Curası
586 Frekanslı RE sesine akort edilir.
Tekne boyu 22,5 cm
Tekne eni ve derinliği 13,5 cm
Sap boyu 30 cm
Tel boyu 48 cm